Diderot Etkisi ve Tercihlerimiz

Veysel Tepegöz
4 min readMay 10, 2024

--

“Eski sabahlığımın efendisiydim, yeni sabahlığımın kölesi oldum.”

https://www.webtekno.com/diderot-etkisi-nedir-h121720.html

Her şey yeni bir sabahlık aldıktan sonra başladı Fransız filozof Denis Diderot’un hayatında. Yeni sabahlığını aldı. Büyük bir heyecanla paketi açtı. Üzerine giyinip aynanın karşısına yürüdü. Boy aynasında kendine baktı. Kırmızı sabahlığı çok yakışmış olacak ki hissettiği mutluluğun oluşturduğu keyif onu o an için dünyanın en şanslı kişisi olduğunu düşündürmüştü.

Fransız filozof Denis Diderot’tan kendi kalemiyle yazmış olduğu günlükte bu durumu şöyle açıklamıştı: “Neden saklamadım onu sanki? O bana alışmıştı, ben de ona… Eski sabahlığımın mutlak efendisiydim fakat yenisinin kölesi oldum…

Rize’nin Ardeşen ilçesinde sıklıkla kullanılan bir cümle var; “Eskisi iyiyi getirir, yenisi değişimi.” Aslında hayatımızda olan biten tüm değişimlerin temelinde referans alınan bir detay ya da oldu vardır. Referanslar bizim nerede durduğumuzu ve ne yöne doğru evirildiğimizi gösteren en kesin ölçüm noktalarıdır. “Kimdim, kim oldum” gibi.

https://lotuskalbi.com/blog/yollar-roller-tercihler/

Yaşam serüvenimizde standartlarımız vardır. Her şey uyum içerisinde olsun isteriz. Bu yüzden aldığımız yeni ürün öncekine bir şekilde benzesin ya da öncekini farklı göstermesin diye düşünürüz harekete geçer ve uyumu yakalayacağımız bir yere yerleştiririz. Amacımız uyumu yakalamaktır. Fakat tercihlerimizde oluşacak olan küçük bir hata her şeyi altüst edebilir.

Günümüz kapitalizm sisteminde mantık, tüketimi arttırmaktır. Tüketim çılgınlığının yaşandığı son çeyrek yüzyılda her şeyi yenisini ile değiştirmek ihtiyacını derinden hissederiz. Yeni bir ürünü alır hayatımızın bir yerinde bir noktaya yerleştiririz fakat yenisi eskisinin yanında farklı durur. Bu fark eskisini daha yeni bir ürünle değiştirme isteği doğurur. Yenisini alırız ve bir yenisi ile süreç devam eder. Sonuç olarak küçük mutlulukların hazzını yaşamak isterken koskocaman bir mutsuzluğun içinde çırpındığımızı anlarız. Bu durumun neticesinde biz artık gerçek ihtiyaçlarımız ile ihtiyaç olmamasına rağmen satın almak tatmini arasında kayıp oluruz.

https://www.tabloshop.com/eski-sandalyeler-tablo.html

Diderot etkisi tam olarak bu! Diderot, dönemin Rusya’sında gelir düzeyi düşük bir yaşam sürmektedir. Dönemin ünlü yazarlarından biri olmasına rağmen gelir düzeyi düşüktür. Ansiklopediler yazarak geçimini sağlamaya çalışır. Fakat belli bir zaman sonra ihtiyaçlar artmaya başlar. Kızı büyümüş ve gelinlik giyime çağına gelmiştir. İhtiyaçların artması kendinde endişe yaratmaya başlamıştır. Tam bu çaresizliğin içindeyken Rus İmparatoriçesi Büyük Catherine, Diderot’a yazmış olduğu ansiklopedilerini yirmi beş maaş karşılığında almak istediğini söyler. Diderot’un biriken ihtiyaçlarını almak için buna ihtiyacı vardır. Anlaşmayı kabul eder ve kızının harcamalarını yapar. Artan parayla da çok beğendiği kırmızı sabahlığını alır.

https://www.medikalakademi.com.tr/sizofreni-islevsellik-psikiyatri/

Sabahlığını alır ve büyük bir heyecanla üzerine giyer. Yeni sabahlığı üzerindeyken yaşamış olduğu mutluluğun tanımı yoktur. Biraz zaman sonra etrafına bakar ve diğer eşyaların kırmızı sabahlığının yanında sönük ve değersiz kaldığını hisseder. Bu onda hoşnutsuzluk oluşturur. Önce çalışma masasındaki koltuğu değiştirir. Daha sonra çalışma masasını. Daha sonra gardırobunda bulunan diğer eşyaları. Daha sonra odanın duvar rengini. Değişimler artarda gelir. Fakat asla tatmin olamaz. O kadar çok şey satın almıştır ki hesabındaki para biter. Kontrolü kayıp eden Diderot, borç alarak satın almaya devam eder. En sonunda içinde bulunduğu durumu fark eder ve günlüğüne şu meşhur sözleri yazar; “Oysa eskisi tüm ihtiyaçlarımı karşılıyordu. Tozlanan kitapları eteği ile silebiliyordum. Üzerindeki çizgiler edebiyatı, yazarı, çalışan adamı anlatırdı. Oysa şimdi işe yaramaz bir zengin adam havası geldi üzerime. Kimse kim olduğumu bilmiyor.”

Tercihlerimizin doğru olması için uyumu gözden kaçırmamamız gerekir. Bir şey öncekinden daha çok parlak ya da daha çok solgun olmamalı. Her şey birbiri ile uyum içinde olmazsa denge sağlanamaz. Bu yüzden ister iş hayatımızda ister özel hayatımızda tercihlerimiz varlığımızı sürdürür. Tercihlerimizdeki uyumu yakalarsak kaynaklarımızı doğru yönetebiliriz.

Diderot etkisine kapılmamanız dileğiyle…

Sevgi Saygı ve dua ile…

Veysel Tepegöz/İstanbul/10.05.2024

KAYNAKÇA:

https://markamutfagi.co/satin-alma-paradoxuna-giden-yol-diderot-etkisi/#:~:text=18.%20y%C3%BCzy%C4%B1l%20d%C3%BC%C5%9F%C3%BCn%C3%BCrlerinden%20olan%20Frans%C4%B1z,birine%20de%20ad%C4%B1n%C4%B1%20vermi%C5%9F%20oldu.

--

--